Pnömoni Nedir ? Belirtileri Nelerdir ? Tanı ve Tedavisi Nasıl Yapılır ? Pnömoniden Korunma Yolları ?
Pnömoni halk dilinde zatürre ya da akciğerin iltihaplanması olarak bilinen bir akciğer hastalığıdır. Bakteri, virüs, gibi mikroplara bağlı oluşabilmektedir. Pnömoni en sık görülen, hekime başvurmaya neden olan, en fazla ölüme yol açabilen hastalıklar arasındadır. Çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, kronik bir hastalığa sahip olanlarda (böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi), sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı olanlarda görülme sıklığı daha fazladır. Toplumda gelişen pnömoniler, tüm dünyada hastane başvurularının, tedavi giderlerinin, iş-okul günü kayıplarının ve ölümlerin önemli bir kısmından sorumludur. Pnömonide ateş,öksürük , balgam çıkarma , nefes darlığı , bilinç kaybı , halsizlik , eklem ve kas ağrıları gibi belirtiler görülmektedir.
Zatürre genellikle Streptococcus pneumoniae (Pnömökok mikrobu) adındaki bakterilerin yol açtığı enfeksiyon sonucunda gerçekleşir. Toplumsal kaynaklı zatürrelerin %50’sine bu bakteri sebep olmaktadır. Coronavirus, influenza, adenovirus ve çocuklarda bronşiolite yol açan RSV (respiratuar sinsityal virus) zatürreye en sık yol açan mikroorganizmalardandır. Bağışıklık sistemi çok düşük kişilerde nadiren mantardan kaynaklanan zatürreler görülebilir.
Zatürre belirtilerinden şikayetçi olan hastaların muayenesi gerçekleştikten sonra akciğer grafisi çekilir ve tanı konur. Ağır zatürre durumlarında bilgisayarlı tomografi, kan ve balgam testleri gibi ileri incelemeler gerekli olabilir. Balgam örneği alınarak zatürrenin hangi mikroptan kaynaklandığı belirlenebilir. Fakat mikrobu tespit etmek her zaman mümkün olmayabilir.
Antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler gibi tedaviler genellikle kullanılır. Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir.Hastanın klinik durumu tam teşekküllü değerlendirildikten sonra tedavi edileceği yer belirlenerek gerekli testler istenir. Risk faktörleri, risk faktörlerine göre olasılıklı mikroorganizmalar, hastalığın şiddeti göz önüne alınarak antibiyotik tedaviler başlanır. Tespit edilen sonuçlara, tedaviye hastanın verdiği yanıta göre tedavinin süresi ve seyri belirlenir.
Tedavi süresi hastalığın başlangıçtaki şiddetine, sorumlu mikroba, eşlik eden bir hastalığın olup olmamasına ve hastanın bireysel yanıtına göre değişebilir. Genellikle ateşin düşmesini takiben 5-7 gün daha antibiyotiğe devam edilmesi önerilmektedir. Ancak bazı mikrop türlerine bağlı zatürre durumlarında tedavi süresini 10-14 güne bazen 21 güne kadar uzatmak gerekebilir.
Günümüzde antibiyotiklerin yaygın kullanılmasına ve etkin bağışıklama politikalarına bağlı olarak infeksiyon hastalıklarından ölümler giderek azalmakta iken toplumda gelişen pnömoniler halen yüksek hastalık ve ölüm nedenidir. Ülkemizde alt solunum yolu infeksiyonları, ölüm nedenleri arasında %4.2 ile 5. sırada yer almaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda zatürre (pnömoni) ölüm oranının hastalığın ağırlığı ile ilişkili olarak %1 ile %60 arasında değiştiği ve hastanede tedavi edilen pnömonilerde oranın belirgin daha yüksek olduğu (.3-60) gösterilmiştir.
Pnömoniden korunmanınen önemli yollarından biri aşı olmaktır. Sağlık bakanı tarafından bildirilen ulusal aşı takvimine göre 2 yaşından küçük tüm çocukların zatürre aşısı (pnömokok aşısı) olması gerekir. 65 yaş üzeri ya da risk faktörleri olan bireylerin de zatürre aşısıyla ilgili doktorlarına danışması önem taşır. Ağız ve burnunuza temas ettikten sonra ve yiyeceklere dokunmadan önce el hijyeninizi sağlamak, öksürük ve hapşırık sırasında mendil kullanmak ve ellerimizi düzenli yıkamaya özen göstermek, bağışıklık sistemini dirençsiz hale getiren sigara alkol gibi alışkanlıklardan uzaklaşmak gerekmektedir.
Prof.Dr. Ceyda ANAR
Göğüs Hastalıkları Kliniği