İ.K.Ç.Ü. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kovid-19 Yoğun Bakım Servisi ile ilgili Basında Çıkan Haberler.
Türkiye'de ve dünyada yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele eden sağlık çalışanları, gerek fiziksel gerekse tedavi yöntemleri olarak yoğun bakım servislerinde eskiye göre daha çok zaman harcıyor.
Türkiye'de Kovid-19 ile mücadelede özverili çalışmalarıyla dikkati çeken sağlık çalışanları yoğun bakım servislerinde de virüs ile mücadelelerini sürüyor.
Kovid-19 hastalığının özellikle de akciğerlerde oluşturduğu tahribatla ölümlere sebep olması, yoğun bakım servislerinin öneminin herkes tarafından daha da iyi anlaşılmasını sağladı.
Yoğun bakım servislerine önlüklerini giyerek görev yapan sağlık çalışanları Kovid-19 virüsünün hızlı yayılması nedeniyle artık 2 kat koruyucu elbise, eldiven, maske ve gözlükle çalışıyor.
Hasta sayısının artmasına bağlı olarak yoğun bakım servislerindeki çalışma saatleri de artan sağlık çalışanları, hastalarını Kovid-19'dan kurtarmak için günlerce Solunum desteği başta olmak üzere birçok tedavi yöntemleri uygulamaya başladı.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kovid-19 Yoğun Bakım Servisi Sorumlu Hekimi olarak görev yapan Uzman Doktor Nagihan Altıncı Karahan, 42 yıllık meslek hayatı boyunca yoğun bakım servislerinde görev yaptığını söyledi.
Sağlık Bakanlığı tarafından 18 Mart tarihinde görev yaptığı hastanenin pandemi hastanesi olarak ilan edilmesinin ardından meslek hayatının değiştiğini belirten Karahan, "Daha önce yoğun bakım servislerinde travma, sepsis, zehirlenme, boğulma vakaları ve büyük ameliyatlara bağlı gelişen sağlık sorunları yaşayan hastaların tedavisini yapıyorduk. Ama Kovid-19 süreciyle birlikte çok fazla bilinmeyeni olan bir hastalıkla mücadele etmeye başladık. Meslek hayatım boyunca bu kadar dinamik ve uzun süren bir dönem yaşamadım. Pandeminin ne olduğunu yaşayarak öğrendik. Biz bunu bir seferberlik kabul ettik." dedi.
Karahan, hastalığın ilk günlerinde yoğun bakımlarda bilgi kirliliğinin olduğunu, İtalyan ve Çinli hekimlerin önerdiği tedavi yöntemlerinin olumlu sonuçlar vermediğinin ortaya çıktığını anlattı.
Sağlık Bakanlığı'nın bu süreçte hem ekipman hem de bilgi desteği olarak yoğun bakım çalışanlarını hiç yalnız bırakmadığını hatırlatan Karahan, "Kovid-19 sürecinde yoğun bakımlarda görev yapan sağlık çalışanlarını en çok zorlayan fiziksel koşulların ağır olmasıydı. Virüsün bize bulaşmaması için kat kat giyiniyoruz. Ben ne zaman yoğun bakım servisine girsem çıkışta çok terlediğim için 1 litre su içiyorum." şeklinde konuştu.
Karahan, hastanelerinde kurulan Kovid-19 yoğun bakım servisinde 59 yatak olduğunu, 250 sağlık çalışanının geçen mart ayından bu yana hiç tatil yapmadan yaklaşık 500 hastayı sağlığına kavuşturduğunu aktardı.
Kovid-19'un çok farklı bir hastalık olduğunun altını çizen Karahan, şunları kaydetti:
"Ben Dünyanın ve Türkiye'nin savaştığı bu hastalığı hiçbir şekilde başka bir hastalıkla karşılaştırmıyorum. Çünkü Kovid-19 şahsa özgü bir hastalık. Uygulanan tedavi her hastada aynı yanıtı vermiyor. En önemli özelliği de hızlı yayılması. Bizim bir hastamız vardı doktor. Kendisi acil servise geldi. Onu 150 metre uzaklıktaki yoğun bakıma aldığımızda bir anda bilinci gitti. Yoğun tedaviler uygulamamıza rağmen onu kurtaramadık. Daha önce yoğun bakımlarda biz bakteri kökenli enfeksiyonlarla uğraşıyorduk. Elimizde bunlara karşı antibiyotikler vardı. Ama Kovid-19'da kesin tedavi eden bir silahımız yok. Hastaları yoğun bakım servisine alınca onlara deneyimlerimiz ve hastalığın organlarda yaptığı hasara yönelik tedavi yürütüyoruz. Bizi sevindiren tek şey ülkemizde Kovid-19'a bağlı ölüm oranlarının dünyaya göre az olması."
Karahan, yoğun bakım servisine her girdiğinde kendini evine gelmiş gibi hissettiğini, mesai arkadaşlarına her zaman bu hastalığın bir gün tedavisinin bulunacağını söyleyerek moral verdiğini ifade etti.
Kovid-19 ile birlikte tıp biliminde birçok şeyin değişmeye başladığının altını çizen Karahan, "Bu hastalıkla birlikte mesela çok farklı branşların birlikte çalışma gerekliliği ortaya çıktı. Ekip çalışmasının tıp biliminde ne kadar önemli olduğunu herkes farketti. Hastalığın 8. ayındayız Kovid-19 hastalarında sadece Akciğer değil virüsün neden olduğu diğer organlara ait hasarların tedavisini de yoğun bakım ünitesinde yapmaya devam ediyoruz. Bu hastalığın tedavisi bulunsa bile bence sağlık çalışanları uzunca bir süre daha insanların vücutlarında oluşan hasarları tedavi etmekle ilgilenecek." şeklinde konuştu.
Hastane Başhekimi Prof. Dr. Ali Gürbüz de Kovid-19 ile mücadelede maske, mesafe ve hijyenin çok önemli olduğunu, hastalarını yoğun bakımdan taburcu ederken tarif edilmez bir mutluluk yaşadığını sözlerine ekledi. Ayrıca bu dönemde tüm Personel, Hemşire ve Doktorlara özverili çalışmalarından dolayı teşekkürlerini iletti.
Basında çıkan konu ile ilgili haber linkleri…
https://www.aa.com.tr/tr/koronavirus/kovid-19-yogun-bakimdaki-calisma-sartlarini-da-degistirdi/2013610
http://www.turktime.com/haber/yogun-bakimda-calisma-sartlari-degisti/557765
https://www.egetelgraf.com/etiket/kovid-19-yogun-bakim-servisi/
https://www.haberturk.com/kovid-19-yogun-bakimdaki-calisma-sartlarini-da-degistirdi-izmir-2842721