Laktasyon yani anne sütü üretim ve salgılanması, hormonal kontrol altında olan karmaşık biyokimyasal ve nöroendokrin mekanizmaların rol oynadığı fizyolojik bir süreçtir. Bebeğin anne sütüyle beslenmesinin emzirme süreci sırasında olduğu gibi tüm yaşam boyunca da hem anne hem de bebek açısından birçok olumlu etkisi olduğu yapılan çok sayıda bilimsel çalışmada gösterilmiştir.
Anne açısından bakıldığında emzirme sırasında salgılanan oksitosin hormonunun etkisiyle genital organların normal boyutlarına dönmesi, kanamanın azalması, kilo vermenin kolaylaşması ve özellikle ilk 6 ayda gebelikten korunmanın sağlanması erken dönemde görülen olumlu etkilerdir. Ayrıca emziren annelerde stres ve anksiyetenin azaldığı, bebeğe bağlanma davranışının arttığı ve doğum sonu depresyon gelişimi riskinin azaldığı bildirilmiştir. 12 ay süreyle bebeğini emziren kadınlarda meme kanseri riskinin %4,8 ve yumurtalık kanseri riskinin de %30 kadar azaldığı saptanmıştır. Emzirme sürecinin yağ dokusunda azalma, kan basıncı ve kan şekeri düzenlenmesinde sağlanan olumlu etkileri nedeniyle, emziren annelerde uzun dönemde metabolik sendrom ve kalp damar hastalıkları için de koruyucu bir rol oynadığı yapılan bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.
Bebek açısından ise anne sütü, içerdiği enfeksiyondan koruyucu proteinler nedeniyle doğal bağışıklığın sağlanmasında en temel rolü oynamaktadır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde solunum yolları, sindirim sistemi ve orta kulak iltihabı başta olmak üzere erken çocukluk çağı enfeksiyonlarında %16-72 oranında azalma olduğu saptanmıştır. Enfeksiyonlardan koruyucu etkinin özellike prematür bebeklerde enfeksiyona bağlı ölümleri %45 kadar azalttığı bildirilmiştir. Epidemiyolojik çalışmalarda en az 3 ay süreyle anne sütü ile beslenen çocuklarda alerjik hastalıklar ve astım gelişim riskinde %27-40 azalma olduğu gösterilmiştir. Buna ek olarak çocukluk çağı obezitesi, diyabet ve çocukluk çağı lösemi riskinin de önemli ölçüde azaldığı belirlenmiştir.
Anne sütüyle beslenmenin bilişsel fonksiyonlar üzerine de olumlu etkileri mevcuttur. Bir çalışmada anne sütü ile beslenme süresi arttıkça zeka katsayısı (IQ) parametrelerinin yükseldiği gösterilmiştir. Otizm ve diğer davranışsal patolojiler için de koruyucu etkisi olduğu bildirilmiştir.
Anne sütü, bebeğin ihtiyacı olan tüm besinleri içinde barındıran, bebeği enfeksiyonlardan koruyucu proteinler içeren, kullanıma hazır ideal bir besindir. Hem anne hem de bebek sağlığına olan olumlu etkilerine ek olarak aile ekonomisine de büyük bir katkı sağlamaktadır. Anne sütüyle beslenmenin öneminin vurgulanması açısından gebe poliklinkleri ve gebe okullarında gebelik sürecinden itibaren anne adaylarına eğitimler verilmektedir.
Kadın Doğum Kliniği
Prof. Dr. Serpil Aydoğmuş